• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/cheeselifemagazine
  • https://www.twitter.com/@cheeselifemaga1
  • https://www.instagram.com/cheeselifemagazine1
  • https://www.youtube.com/channel/UCVphzDSCv172cvqPtzyw-4A
Sebahattin YAZICI
sebahattinyazici@gmail.com
İlaç Kullanım Çılgınlığı...
17/11/2017

Tarımsal Hizmetler Müdürü
                        TVHB Yüksek Haysiyet Divanı Üyesi


Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası (13-19 Kasım) kapsamında bir güncel tespitte bulunmak, geleceğe dair planlamada önemli yer tutacaktır.

Bir şekilde insanları takip ettiğinizde veya sohbetinizde görüyorsunuz ki, hemen herkes hasta ya da hastasından söz ediyor. İnsan, hayvan ve bitkiler fark etmeksizin hep hastalıklar konuşulur oldu. Çok ciddi hastalıkların yanında hiç yoktan “şuram ağrıyor”, “buram tutuldu”, “şu oldu” yahut da “bu oldu” diye başlayıp devam eden cümlelerin akabinde “şunu kullandı”, “bunu kullandım”, “o kullandı şöyle oldu”, “bu kullandı da böyle oldu”, “dedi de, ben de kullandım da şöyle düzeldim/düzelmedim” şeklinde alıp başını giden ilaç muhabbetleri hiç bitmiyor.

Hiç kimse geri dönük ne yaptım da bu olmuştur demeden ilaç kullanma eğiliminde oluyor. Herkes dün maruz kaldığı rüzgârı, ıslandığı yağmuru, gece uykusuzluğunu, spor adına yaptığı yanlışı yahut da gıda adına tükettiğini sorgulamaksızın vücudun savunma sistemlerini bir hastalık olgusuyla karşılayıp ilaçlara sarılmakta. Öyle ki, hem hastalıklarımızı yarıştırır, hem de kullandığımız ilaçları ve bilgilerimizi yarıştırırız hale geldik. Bunun öncesini sorgulamayan sonrasını sorgular mı? Aldığı ilaçla vücudun sistem, organ veya dokularına yapmış olabileceği tahribatı, yan etkilerini sorgulamayı, antibiyotikte direnç zaten düşünmüyor. Gerçekten hastalanınca kullanacağı ilaca karşı antimikrobiyal direnç oluşturacağı hiç akıllara gelmez oldu. 

Durum sadece insanlar değil artık hayvan ve hayvancılık sahasında da böyle olunca inanılmaz bir zararlı ilaç kültürünün olduğunu görebiliyoruz.

Bütün hastalık veya hastalandırma etkenine karşı adeta bir doktor gibi ilaç sayıyoruz ki, bırakın ilacın ticari ismini, ilacın hammadde isimleri ve muadilleri de bilinmektedir. Yaşı kaç olursa olsun insanlar, hayvanlarda hatta bitkilerde tek bir tane de değil, arka arkaya üçer beşer hastalıkları sayıp döker ve tedavide ilaçları konuşur hale geldi. Öyle ki günümüz nerede ise hastalıklarımızı yarıştırarak geçiriyoruz.

Bu hastalıklar ve kullanılan ilaçlar muhabbetle sayılırken kulak misafiri olan da aynı şeylerin kendin de olduğundan bahisle “ Var mı yanınızda buna karşı kullanılan Phosh...” diyerek ilacın etken madde ismi ile ister ve “versenize bana, ben de kullanayım” diyerek söze girer. Öyle bir duruma geldik ki cebimizde, cüzdanımızda veya çantamızda “lazım olana da veririm” gibi bir anlayışla ilaç taşıma alışkanlığı bile oluştu.

Bazen öyle oluyor ki bizleri bile bu sohbetin içerisinde görebilirsiniz. Çünkü bizlerle karşılaşanlar “Yahu doktorum sizi görmüşken aklıma geldi. Bizim bir hayvanımız var...” diye başlayan ve hayvanının durumundan sonra kendi rahatsızlıklarını anlatarak devam eden “Benim de şu şikâyetim var...” şeklinde devam eden cümlelerle kullandığı ilaçları ve aldığı sonucu anlatır oldu. Bununla da kalmaz bundan başka neler yapması gerektiğini, daha hangi ilaçları kullanabileceğini sorar. Bir doktora muayene olması gerektiğini söylediğinizde ise “filanca kullandı düzeldi, filanca da şunlarla düzeldi.” diyerek birçok ilaç ismi sayan ve “düzelmezsem o zaman doktora giderim” ifadelerini kullanan insanların sayısı azımsanacak düzeyi çoktan geçti bile. İnsan vücudunda kolayca geri dönüşü olmayan tahribatlara neden olabilecek ilaçları kulaktan duyma bilgilerle günlerce ve avuç avuç yutan insanlar neden organik gıda tüketmek için bu kadar çırpınırlar anlamak mümkün değildir. Kendisi için bu riski kolaylıkla alanlar hayvansal ve bitkisel üretimde de ilaç kullanımını böyle sürdürdüklerinde bu çılgınlığın nereye varacağını hesap ederler mi?


İnsan hasta olurum korkusu ve tedirginliğiyle vücudunu sürekli olarak dinler de, basit ağrılarda bunu gidermek için ileri teknoloji ürün olan kimyasallara sarılırsa ağrıyı geçirebilir. Fakat kullanılan ilaç belki de sorunsuz olan başak bir alanı, çok önemli bir organı etkileyerek telafisi mümkün olmayan sorunları ortaya çıkarabilir.Hâlbuki öncelikle sebepler araştırılmalı ve ortadan kaldırılmalıdır. Yukarıda sayılanlar yerine düzenli beslenmeli, istirahat edilmeli, vücuda ve kapasiteye uygun egzersiz yapılmalıdır. Çalışma alanımızda iş güvenliğini ve beden sağlığını ön planda tutan çalışma düzeni oluşturulmalıdır.


Bitkisel üretimde ilaç kullanımını en aza indiren tarlalar oluşturmak ve yerel üretimde bölgeye uygun bitkisel ürünler üretimini artırmak, bitkisel tüketimde de mevsimsel ürünleri tüketmek doğru bir yaklaşım olacaktır.
Hayvansal üretimde kendi yemini kendisi üretebilen işletmeler kurmak, bölgesel üretimi ön plana çıkarıp yerli ve bölgeye uygun hayvan türleri ile hayvancılık yapmak gerekmektedir.

Oysa genel uygulamalar böyle olmaktan uzaktır. İnsanlar kendi sağlıkları konusunda her şeyi başkalarından bekleyen bir anlayış içerisindedir. Giyim kuşam ve ev gereçleri konusunda, alımda gösterdiğimiz kalite arayışını gıda alım ve tüketiminde göstermediğimiz gibi sağlığımız konusunda hassas davranmaktan da çok uzaktayız. Sağlığımız konusunda sorun oluşunca düzelmek için servet harcamaktan zaten kaçınmıyoruz. Sağlık, sosyal ve psikolojik sorunları her zaman olduğu gibi oluştuktan sonra halletme eğilimindeyiz.

Sonuç olarak ilaç kolaylıkla alınıp keyfe keder kullanılacak bir madde olmaktan çıkarılmalıdır. Beşeri ilaç kullanımı kontrol altına alınma adına atılan adımlar, veteriner tıbbi ürünler ve bitkisel ilaç kullanımı için çalışmalar yapılıp kanuni düzenlemeler ve saha denetimleri yapılmalıdır. Caydırıcı cezai müeyyideler uygulanmalıdır. Bilinmelidir ki kontrolsüz kullanılan veteriner ilaçlar ve bitkisel preparatlar gıda yolu ile insanlara sağlık yönünden telafisi imkansız zararlar vermektedir. Bunun yanında antimikrobiyal direnç gelişimini ile antibiyotiklerin tedavide yetersizliğine sebebiyet vermektedir .Gıdalarda kalıntı izleme yapılmayan satışlarda insan sağlığı açısından büyük tehlikeler devam edecektir. İlacın üretiminden son kullanıcıya kadar izleme ile sorunların çözülebileceği ortadadır. Sağlıklı ve güvenli gıda ise çiftlikten sofraya tüm aşamalarda kalıntı izleme ile sağlanacağı unutulmamalıdır.Sağlığımızı korumak ve antibiyotiklere direncin önlenmesinde tek çare "ANTİBİYOTİKLERİN AKILCI KULLANIMIDIR"

Hiçbir ilacı tavsiye ile kullanmayınız. Özellikle Hekiminize danışmadan asla antibiyotik kullanmayınız.

   



3920 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Aho Peyniri Hakkında Bilmediklerimiz - 21/02/2017
Anadolu da geleneksel üretim metodu yöreden yöreye ve hatta kişiden kişiye farklılık gösteren çok çeşitli peynirler türleri vardır.