Çağrıldığınız düğün saat “19” da Siz saygılı bir insan olduğunuz için düğün saatinden yaklaşık 15 dakika önce düğün salonuna gidiyorsunuz. Düğün sahipleri tarafından güzel karşılanıyorsunuz ve gösterilen veya beğendiğiniz yere eşiniz (kimle gitmişseniz) oturuyorsunuz.

            Bekle düğün başlayacak, bir türlü başlamıyor çünkü insanlar saat “19.30” dan sonra gelmeye başlıyorlar, Bizim insanımız o kadar duyarsız ve saygısız ki çağrıldığı bir yere saatler sonra gidebiliyor, salon yavaş yavaş dolduğu için gelenler birbirlerini izlemeye başlıyorlar. Çok can sıkıcı bir durum çünkü çoğu kimse birbirini tanımıyor. Neden tanımıyor? Az daha sabredin aşağıda öğreneceksiniz.

            Eveeet nihayet gelin ile damat müzik eşliğinde salona giriyor ve başlıyorlar dans etmeye.

            Yok canııım ne dans etmesi dilim sürçtü başlıyorlar sohbete.

            Hemen yanlarına birkaç çift geliyor onlarda dans etmeye başlıyorlar, dans edenlerin giysilerine bakıyorsunuz birisinin iç çamaşırı görünüyor, birisinin eteği yerlerde sürünüyor neler neler kendinizden utanıyorsunuz.

            Neden ?

            Çünkü dans kültürü bizim kültürümüz değil çocuklar dansın ne olduğunu bile bilmiyorlar, iki vücudun bütünleşmesi gerekirken ve çevreyi unutup dans etmeleri gerekirken, bizim çocuklar garip bir müzik eşliğinde başlıyorlar sohbete ve ellerini kollarını indirip kaldırmaya, içlerinden bu rezalet ne zaman bitecek diye düşünüyorlar.

            Neden?

            Çünkü giysi bir kültür işidir, kültürümüzde olmayan bir abiyeyi hayatında hiç giymemiş bir genç kız giyerse böyle iç çamaşırı görünür veya eteği yerle bir gider.

            Dansta, dans müziği de, kızlarımızın giydiği (hele kadınlarımızın) elbiselerde eğreti duruyor.

            Eğreti duran sadece bunlar mı? Saç şekillerinden, ayakkabılara kadar aklınıza gelen her şey eğreti duruyor. 

            Yani her şeyin göstermelik yapıldığı ortada çünkü Bizim o davullu zurnalı, samimi düğünlerimiz geride kaldı. Şimdi dizi filmlerinden v.b. yollarla öğrenilen hareketler yapılıyor.

            Ismarlama düğünde işte böyle eğreti olur.

            Bu söylediğim düğün esnasındaki eğreti durumları da bir yere kadar tartışabiliriz ama asıl sorun düğün sahiplerinin düğünü bir geçim kapısı olarak görmeleri ve ona göre davranmaları bunun içindir ki gelen misafirlerin hiç birisi birbirini tanımıyor. Aslında bu durum çok mantıksız değil mi çoğu kişinin birbirini tanıması lazım ama öyle değil çünkü düğün sahibi ekonomik kaygılarla her önüne gelene davetiye vermiş ve düğününe çağırmış.

            Gelecek yazımda bu konuyu mercek altına alacağım.